Gürültü patırtının ortasında huzur bulduğunuz vahalarınız vardır. Hayat gerçekliğiniz ne kadar fırtınalar tufanlar altında kalırsa kalsın nefes aldıran vahalar... hayatınızdaki herşeyi yok saydırabilecek kadar muhteşem vahanız cehennem ortasında cennetınızdır . Bir an o vahaya eski bir kervan uğrar . Patavatsız bir rüya taciri meraklı bir vaha sakinine çok eski bir rüya satar .. ve korku enerjisi virus gibi saniyeler içinde vahayı sarar... vahadaki huzuru yenemez elbet .. ışığınızın gücü her daim svaşabilir bunlarla ve hep kazanandır lakin ... bir meraklıya bakar bir kapı kuluna bakar bir ahh çekersiniz ..ahh ruya taciri yine mi sen ? Umut alır kaygı dağıtırsın .kaç binyıldır kavuşmadı mı ruhun daha ışığın huzuruna ? Yine mi kesişti yollar .. bu kez tam ve bütün olmanın güveniyle aldırmazsınız ruya tacirine .. LAKİN YİNE DE DÜŞÜNÜRSÜNÜZ YOLUMA ÇIKAN İÇİMİN HANGİ KARANLIK YANINI AYNALAMAKTADIR DİYE..
ey insanoğlu nıyedirki kendi gücünün ve seçimlerinin sorunluluğunu alamıyor da gücünü rüya tacirlerinin karanlık enerjisine teslim ediyorsun .. bilmez misin ki bulaştığın her duygu düşünce kapanı seninle karması olanada değecek :( ... nasıl taşırsın vebalini ?? umut ve coşkuya kendı merakın ve gafletinle bulaştırdığın korku enerjisinin vahanın huzurunu yaşayanlar bulaştırmanın hesabını kime verirsin?.. soluduğun havanın bile hesabını vercekken... E.Dereobalı
30 Nisan 2015 Perşembe
Herkesin huzur bulduğu vahaları vardır
28 Nisan 2015 Salı
YINE BIR OYUN ...YENİ BİR İLİZYON ...
BİRİSİ AVCILAR KULUBUNE SÖYLEYEBİLİR Mİ ? KATİLSİNİZ ...
SPOR OLSUN DİYE ... AMA DİLERİM KENDİ CANINI KORUMAK DIŞINDA CAN ALMIŞ HER AVCI SPORCUSUNUN RÜYASINA GİRSİN BU GECE ..BİRİLERİNİN SIZI BİR GÜN RAKININ YANINA İNSAN ÇEVİRME YAPABİLECEĞİ GERÇEĞİ :)
27 Nisan 2015 Pazartesi
Soyun bildiğini sandıklarından ...
25 Nisan 2015 Cumartesi
MERKEZLENMEYE GİDEN YOLDA ENGEL KORKU !
Korku; gerçekle yüzleşmeye başlamanın ruhsal tepkimesidir. Kendini keşfe çıkmak nereye gideceğini bilmediğim bir keşif yolculuğuna çıkmaktır. Ancak korkuyla gereğinden fazla iç içe kaldığında yani kaçmayıp da korkuyla yüz yüze durduğunda, bir süre sonra direnç kırılır, teslimiyet başlar işte o an korkunun yerini şevkate bıraktığı andır. Bizim korkak yanımızı tamamen içselleştirdiğimiz andır. Korkuyorsan kaçma… orada kal tüm korkunu yaşayıp tükeninceye dek, zihin yapmadan korkuyu varyosyonlar üretmeden sadece orada ol. Bu şekilde korkunun yok olup huzur ve şevkate karıştığı ‘an’ ı bulabilirsin. Yoksa her an korkuyu yok etmez arttırır.
Hayatınızda her şeyin darmadağın olduğunu zannettiğiniz anlarınız olmuştur. Tamam artık dediğiniz, direncinizin kırılıp teslim olduğunuz ve o anlarda hemen talih dönmeye başlamıştır. Çünkü siz o anda teslim olmuş olduğunuz korku perdesine direnmekten vazgeçmişsinizdir. O perde yok olduğu anda evren size doğru akabilmiştir. İşte sistem bu kadar basit çalışır aslında ama ‘basit olan ZORDUR’. Orada olmak tam merkezinizde şimdide yaşamak için zihni susturmak gerekir. Zihin yargılamadığında susabilir. Eylemsizlik halidir. “ol” ma halidir. Bastırmayız kimseyi ve kendimizi suçlamayız. Soruya cevap aramayız. Tamda anda durduğumuz zaman yüreğimizle de karşılaşırız ve evren hediyelerini sunar. Çoğu kez “an”ı yaşayamayışımızda zihnimiz yarının kaygısında yada geçmişin yasında, sorgusunda ve suçlamasındayken anda olmayı kaçırmaz. Bu aslında yaşamı kaçırmak kendimizi kaçırmaktır.
Bir zen ustasına nasıl bu kadar bolluk ve sakinliğin içinde olabildiğini ve bu dinginliğin sırrını sordular. Ve zen ustası “ben yemek yerken sadece yemek yerim, uyurken sadece uyurum, otururken sadece otururum” şeklinde cevap verdi. “-bizde öyle yapıyoruz” dediler. Zen ustası “siz yemek yerken kimin pişirdiğini, uyurken yarın ne yapacağınızı, otururken dün ne yaptığınızı düşünürsünüz” dedi. Ve zihnimiz sürekli yargılar; önce kendinizi sonra beklentinize uymayanları…
Cesaret; korksanda yola devam etmektir…