20 Haziran 2016 Pazartesi

      


(17.06.2016 Diva Dergisi 83. sayfa)




GÜNDEMİN KONUSU: ANNE KARNI
       Siyaseti yöneten, gündemi değiştiren anne karnı: Acaba bizim hayatımıza neler yapmıştır? Sadece biyolojik oluşumumuza mı yardım etmiştir? Psikolojik algımız adına, varoluşumuz ve karmalarımız adına neler yapmıştır bu anne karnı ?!
       Bebekler ilk varoluş aşamasından, yani hücresel anlamda bir araya gelip zigot oluşturduğu andan itibaren ruhları etrafta olan her durumu kayıt etmektedir. Hem annenin iç dünyasını hem de çevrede olan biteni algılamaktadırlar. Daha önemlisi belli bir aya gelinceye kadar bedene tam olarak yerleşmediğinden (bu gel git anları olarak da tanımlanır) hem yuvayı hem dünyevi hayatı deneyimlemeye devam eder. İşte tam bu sırada bilinçdışı sürekli kayıt altındadır. (önceki haftalardaki yazılardan bilindiği üzere bilinçdışının bir mantığı yok, tek amacı hayatta kalma mücadelesi)
        Peki tüm bu anne karnı sürecinde bilinçdışı neleri kayda alır?
        Annenin ruh hali, bebeğin düşürülmeye çalışılıp çalışılmadığı, erken doğum riski, aile içi sıkıntılar, neşeler, sevgi bağları, kordon dolanmaları, ikiz eşi sendromları, rahim içi miyomlar (kayıp ikiz sendromu), dış dünya, hormonal denge gibi her durumu son derece benmerkezcil bir tablo ile kayda alan bilinçdışı; tüm bunları şimdiki hayatınızda blokajlar olduğunun farkında mısınız?  Sezaryenle doğmuş bir bebeğin; yaptığı çalışmaların sonunu getiremediği ve mutlaka destek ihtiyacı olduğunu bilseniz belkide neden şimdiki çocukların sürekli desteğe ihtiyacı olduklarını daha kolay anlayabilirdiniz. Ancak bunları çözmek de elimizde yeter ki dönüştürmeye istekli olalım kendimizi. Doğum süreci ve küvezde kalınmışlık; bebeklik dönemi ayrılık kaygıları, anne ile arasındaki bağ tüm hayatımızda ilişkilerimizi nasılda yönetir gizli bir el gibi arkamızdan ve bizler verdiğimiz her kararı tamamen kendi ruhumuzdan çıktığı yalanıyla kandırırız kendimizi…
       Hayat boyunca hissedilen özellikle ilişki sorunlarını aydınlatan regresyon
çeşidi; anne karnı ve şimdiki hayat regresyonudur. Şimdiki hayat regresyonu kişinin bilinçdışı sanrıları, negatif blokajlardan arındıran, çocukluğumuz ve anne karnında olduğumuz süreç içerisinde belkide bize ait olmayan inanç ve blokajlardan arınarak şimdiki kimliğimize kavuşturan terapi yöntemidir.. Gerçekte kim olduğunla tanışma zamanı: Şimdiki hayat regresyon seansıdır.
       DİREKSİYONDA KİM VAR ?
       Regresyon terapi; şifa, huzur ve başarı aracıdır. Bilimsel bir yöntemdir. Ancak yine de bilinçdışının farklı boyutlarıyla çalışıldığından uzman ve deneyimli kişilerce yapılması gerekir. Çünkü biz terapiyi insanları uyutmak için değil aksine kendi gerçekliğine uyandırmak için kullanırız. Regresyon terapi öze dönüştür. İçsel ve öz kaynaklarımızda saklı olan definenizi keşfetmeniz ve gerçek potansiyelinize ulaşmanızın bir yoludur. Depresyon, fobi, takıntılı düşünceler, nedeni tıbbi olarak bulunamayan ve çözülememiş ağrı ve rahatsızlıklar, travmalar, öfke nöbetleri, bağımlılıklar, kişilik bozuklukları, hayatınızdaki kısır döngü haline dönüşen olayları çözebildiği gibi aynı zamanda davetsiz enerjiler ve bu dünyaya ait hissedememe yabancılaşmaları da çözümleyebilmektedir.
Migren diz travmaları eklem ağrıları bize geçmiş hayatlarda yaşanan travmaları anlatıyor olabilir hatta doğum lekeleri ve benler bile birer geçmiş yaşam izleridir. Şu anda mutlu ,huzurlu, bolluk bereket içinde bir hayat yaşamanıza hiçbir engel yoktur. Eğer ki siz kendinizi geçmiş yaşamlarda  belli konulara yasaklamadıysanız. Çünkü bilinçaltınız sizi hayatta kalmak için korumaya çalışır ancak bu dataların tutulduğu bilinçaltının bir mantık süzgeci yoktur ve değişen hayat koşullarına uyarlanamaz. Beyninizin ve davranışlarınızın yüzde doksan yedisini
 bilinçdışınız yönetirken; hangi seçimi özgürce kendinizin yaptığınızı iddia edebilirsiniz ki ?
Regresyon çalışmaları; bilinçli farkındalık seviyesinin hemen altında trans halinde çalışır ve seans bitiminde bilinçli zihinde her şey hatırlanır. Seansın kalıcılığını seans sırasında uygulanan beden terapi yöntemleriyle blokajlar bedenin sizden ruhsal boyuttan ve zihinden temizlenmek suretiyle  …ruh –beden –zihin  üçlüsü ile aynı anda dengeli olarak travma ve blokaj izleri dönüştürüldüğünden etkileri kalıcı ve hızlıdır. 
Doğarsınız ve derler ki bu araba senin adı HAYAT . Direksiyonda sen varsın ... Nasıl istersen öyle kullanırsın ...Ağaca çarparsan, çukura düşersen tüm sorumluluk senin ...dikkatli kullan ... BU KOCAMAN BİR YALAN!!! ... Direksiyonda oturan siz olabilirsiniz ama arabayı otomatik pilot kullanır. Otomatik pilot; sizin atalarınızdan gelen genetik kodlarız, bilinçdışınız, küçükken size yapılmış öğütler, geçmiş hayatlar, size ait olmayan korkular, sizin miş gibi yapılan cümlecikler, ailenizin sizin için öngördüğü kimlikler, toplumsal baskılar, sosyal konumlar  vs vs ...  yani siz hariç her şey otomatik pilottadır ve siz sadece direksiyondasınızdır. BU ÇOK TEHLİKELİ  UYANIN !!!  Girilen her çukurdan çarpılan her köşeden kendinizi sorumlu tutarak size yaşatılmış vicdan azaplarından UYANIN …YA yan koltuğa geçip otomatik pilotun aracı kullanırken kahvenizi yudumlayın hayatınızda olan biten durumlardan " ah zavallı ben " konumunda yaşayın ... yada ÇIKARTIN CANIM ARTIK ŞU OTOMATİK PİLOTU DEVREDEN HAYATINIZIN DİREKSİYONUNU ELİNİZE ALIN... HAYATI YAŞAMANIN TADINA VARIN...
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder