Menemen Ticaret Odası Meclis Salonunda
02.11.2015
Öfke ve Kontrol Yöntemleri Sunumu
3 Kasım 2015 Salı
14 Ekim 2015 Çarşamba
Ya anlarsın...Ya KANarsın
Yeterince acı varken neden tüm söylemler daha da kanatırcasına?
ÜLke yas tutarken buna saygı duymayıp insanların acılarından beslenmek niye?
Herkes bir tutturmuş dış güç? DIŞ GÜÇ ne?
Tükürüklerini saça saça facebook sayfalarından öfkeyi körüklediğimiz yorumlar kimin?
Bİ SAKİN…
Bİ DUR
Bİ SUS
Bİ ANLA… Artık güzel ülkem..
Evet yayın yasağı gelmeli!
Haber alma özgürlüğümüz sandığımız görsel ve videolar travma etkisini nesiller boyu genetik kodunuza kodluyor farkında mısınız? Korku kodlanıyor. Kurban olduğun daha doğmamış torununa kodlanıyor.Neden biliyormusun?
Daha kolay yönetebilmek için… Öfke frekansı arttırılıyor ki… Kontrolsüz güç haline gelip manipule edilebilsin diye…
Haber alma özgürlüğüyse yazılsın.okunsun nedir o videoda video ... kriminoloji profesörü kesildi herkez başımıza...
Gelelim dış güç nedir ?...Konusuna:
dış güç medyadır.
Dış güç cehaletindir.
Dış güç korkularındır.
Dış güç kendin sandığın ama özünle arana soktuğun her şeydir.
Dış güç yaralarındır,zayıf karnındır.
Dış güç senin egondur.
Henüz trafikte, sokakta ,BENde BEN diye haykıran... hak ile bencilliği birbirinden ayıramadığımız günler yaşarken,
Kendi çocuğunu birey yetiştirmek yerine ego tatmin aracı olarak kullanırken
Çekirdek ailesi içinde güç ispatına ihtiyaç duyarken biz koca ülkede kardeşliği birliği nasıl anlatıcaz…………….
Nasıl olacak efendiiii!..
Ben demekten Biz demeye nasıl varılacak…
Bir parmak bal ile egosu pohpohlanan ülkem insanı
İnsan kendi ailesinin içinde biz ne demek bilmezken koskoca ülkede… nasıl bir olacak bütün olacak?
Kendi hırslarınla uyurken dışarıdan birisi sana BİZ veBÜTÜN olmayı nasıl tanımlarsa onu kabul edeceksin.
EFENDİ EFENDİ…
Bayrağını sallaya sallaya marş okumak değil her rengi bağrında taşıyabilmektir. BİZ OLMAK.
İçindeki korkuna yenilme!
Kendini sevmektrn korkma önce…
Kendini sevmezse kimi sevebilir insan...
Öfkeyle adam olunmaz şevkatle olunur anla...
Sevmek nedir bilirsen.Senden olmayanında insan olduğunu, can olduğunu anlarsın.
YA ANLARSIN
YA KANARSIN Türkiyem.
Artık nutuk atıp durmasın KİMSE
Gelecek nesil sizin eseriniz yazar tüm okullarda
Buyrun eserimiz…
İçimizdeki anlayışsız saygısız birbirini dinlemeyen anlamayan kendindrn gayrısına kör sağır dilsiz miyiz?.
Dış güç içimizdeki karanlıktır.
ŞİMDİ Işığa yürüme vakti...
Esra DEREOBALI
24 Eylül 2015 Perşembe
Iyi Bayramlar
Özel günler birazda farkındalık yaratmak ,biraz olsun sorgulamak içindir. Nefsine yenilerek ısrarla çocuk isteyen ibrahim peygamberin tevekkülü sınanmış... gerçekten verdiği söze sadık kalıcak mı ,RABBİNE tevekkülü tam mı diye sınanır... ibrahim sözünü tutacakken ismail i kurtarmak üzere melekler iner vee... malum hepimizin bildiği kurban meseli .... işin ibadet kısmı elbette ki her kulun Rabbi ile arasındadır ,Allah kabul etsin...
Lakin benim takıldığım mesele bunun biraz kıyısında köşesinde, ruh beden zihin düzlemindedir. Her sene tüm islam alemi bayram olarak kutlar ismailin kurtarılışını ama hangimiz bunun bir tevekkül ve nefs sınavı olduğunun idrakine varabilmişizdir ? Pek tabii insan olmanın dayanılmazlığı ile kibre kapılıp Rabbine verdiği sözden de cayabilirdi,elbette o zaman akış farklılaşabilirdi...
ŞU DURUMDA ÖRNEK ALMAMIZ VE FARZA UYMAMIZ HALİNDE ... KURTULMAMIZ KURBAN ETMEMİZ GEREKEN KUZUCUKLAR MI .. YOKSA HZ.İBRAHİMDEN ÖRNEK ALIP BU YIL NEFSIME YENILDIMMI ,RABBİME TEVEKKÜLDEN VAZGEÇTİM Mİ .?ÖFKEME ,KİBRİME,ZANNETMECİLİĞİME ZİHNİMİN OYUNLARINA KÖLE ETTİM Mİ RUHUMU ? BAKMAMIZ GEREKMEZ Mİ?
İSLAMIN ÖZÜ.; ELBETTE Kİ SEVGİDİR... BENDEN OLMAYAN BENIM GIBI OLMAYANI DA SEVDİR... SIRF YARADANDAN ÖTÜRÜ SEV...KABUL İÇİN ÖNCE KENDİNİ KABUL VE SEVGIDEN GECEN YOLDUR ŞEVKATTİR..
EY NEFSİNİ KURBAN EDİP RABBİNDEN GELEN HERŞEYİ SEVGİYLE KABUL EDEN İNSAN ... BAYRAMIN KUTLU KURBANIN KABUL OLSUN...E.Dereobalı
12 Eylül 2015 Cumartesi
Kaos...
Bazen;
dokunduğun herşey kırılır.
anlatsanda düğümdüğüm kalır boğazın
Şevkat istersin, sarılmak istersin ,her yer kararır
Yönünü kaybedersin...
kaosun orta yerinde kalakalırsın...
Lanet edersin kaosu oluşturana. .
İşte tam bu nokta da
İki yol vardır aslında...
Ya dalarsın KAOSA kavga edersin.Bi huzur vermedinizle başlayan nutuklar atarsın.kendi hursuzluğunu patlatacak bir yer bulmuş olmanınkazancı parlar gözebeklerinde aldırmazsın... yıllardır biriktirdiğin öfke oyununu oynayacak yer bulmanın rahatlaması olduguna aldırmadan,olan duruma KARŞI OLUP DURUMA DAHİL OLUVERİRSİN .. hazır suclayacak birini bulmuşken sıkar yumruğu kaldırır havaya yürürsün..
Ya da kardeşim butun bu kaos içine dönemk kendine bakmak içindeki öfkeyle barışmak enerjini dinginlestırmek için sistemin lambaları kapatıp seni başka bir dünyaya daveti olduğunu anlarsın . Bu davete ,kendine ,hayat denen dansa katılır AHENGE uyanırsın..
Seçim içinde korkunun mu sevginin mi galip geldiğine bağlıdır. BAK İÇİNE GÖR DIŞINI...
E.DEREOBALI
9 Eylül 2015 Çarşamba
Kendini kontrol edebildin mi ey insanoğlu?
Öfkeyle yıkan ölümle beslen ne zaman neşe için yer var hayatında... neşenin arttığı yerde kaybolur keder ... senin değil benim değil onun değil peki ya bunlar kimin karması ?
Hiçbişeyi lanetlemesek de bu şiddet sarmalının devamlılığına katkıda bulunmasak... ne olur bi kez olsun dursak .. tum hayatımızda dursak .. enerjımıze kalbımıze baksak .. yasmı tutucaz elbirliğiyle tutsak... protesto mu edecegız elbırlıgıyle etsek sessizliğin gucuyle dimdik durusumuzla.. en kolay yonetılebılenler öfke sini kontrol edemyenlerdir... birilerinin galeyana getırıaıyle ofkelerımızı patlatıp kontrolu baskasına vermesek...
Bİ KEZ OLSUN DURSAK .. AMA UMURSAYARAK
Kendi hayatımızı yönetebiliyor musunuz ?
Sigara içme isteğinizden ,çukulata bağımlılığınızdan,tatlıya düşkünlüğünüzden alışverise bagımlılığınızdan, hani o vazgecemedıgınız uykunuzdan uyanıklıgınızdan ... kendı bedenınızı yonetebılıyor musunuz? NASIL YONETECEKSINIZ DEGISTIRECEKSINIZ DUNYAYI .. KARANLIGI AYDINLIGA NASIL CEVIRECEKSINIZ ... evinde ışığı yanmayan ruhundaki ışığı olmayan sokaktaki ateş böceğini dolunay sanıyor...dışardaki çöpleri temızleme hevesınızı anlıyorum.. korkunc şeyler görüyor gözleriniz anlıyorum.. ama birkaç sanıyeliğine de olsa içinize bakmanızı öneririrm herkes kapısının önunu süpürdüğünde caddede çöp olmayacak ... HATIRLA... E.D
6 Eylül 2015 Pazar
Nasıl sevsem seni bilemem
İnsanlar O kadar kendıne odaklıdır ki ... etrafına ne yaptıgının yada etrafında ne oldugunun farkında deılsındir... ıste bu yuzden senı seviyorum dedıgınde birisi karşısın daki sevgı bu bencıllıkte nasıl yasar ki diye sorgular belki kendi bile farkında olmadan ...
Bırbırıne kalması gerekmez ınsan ların... sanılanın aksine dipdibe olmak gerkemez ... enerjisi boğar enerjisi genişletir enerjisi güvende hissettirir ve enerjilerin yer mekan zaman bilinci yoktur...kişiler arasında gercek bı sevgı bagı varsa!!! Eger sevgi sanılan bagımlılık enerjısı ... bencıllık yada sevgi yerine koyduğu (çocukluk kalıplarımda öğrendiği ) degıl gercek tanrısal sevgı kosulsuz sevgiyse ..ancak o zaman o ilişkide güvenden şevkatten bütünlük hissinden bahsedilebilir .. ıkı yarım bir bütün etmez iki TAM BİR AŞK EDER :)
O zaman herseyı hıssedebılır.. yüzbinlerce ışık yılı uzakta olsa ayrılığın bir algı yanılması bir ilizyon olduğunu bilir...
Oyle düsünmüsdum.. şöyle demısdın gıbı zıhnın salak oyunları yada kayıplarının ardına sıgınmaz o zaman aşk tanımların ve kalp enerjisi tüm evreni ısıtırmışcasına yayılır bedeninizden...
Cunku GERÇEK SEVGİ kalp enerjısıdır ;zıhın deıl. 3.HÖZÜNÜZLE GÖRÜRSÜNÜZ BELKİ AMA ANCAK KALBİNİZLE ANLARSINIZ BAŞKA Bİ RUHU .. kalbinize alır yerleştirirsiniz ve orda zihnin kalıpları işlemez... kalp hıcbısey dınlemez cok gucludur egerkı dogru calısıyosa... temiz bit enerjiyle akıyorsa ..blokajlarından korkularından arınmış kendını yuvasında hisseden bi kalbiniz varsa .. sakin ve huzurluysa bedeninizde olmaktan...
Sorun yok ... uzak yakın kavramları sadece bı algı
Ikı cumle bı gulücuk ile de yanında olunabılir ınsanın... ve bir düşünüründe dediği gibi " aşk tenin çok derinindedir "
Cunku kısılerı yanında hıssettıren enerjıleridır
Fızıksellıkleri değil.
Ve siz yine de beklentiye girmeyin ... sadece kendi kalp enerjinize odaklanın .. onun gücü ve sevgisinden başkasına ihtiyacınız yok... bu bir erkeğe / kadına ihtiyacınız yok demek değildir... ama kendi kalp enerjinizi pürüzsüzleştirmek sizi güçlü ve sevgi dolu yapar... a başaksından alınabilcek bişey değildir .. sevgi ancak ke dı kalp enerjinizin grekansında yayın yapan başka bir kalbi çağırır yaşamınıza ve ona derki sana ihtiyacım yok ama yinede yanında olmayı seviyorum :)
Sevgi dolu geceleriniz ... kendi frekansınızda aşklarınız olsun ;)
E.Dereobalı 06.09.2015 Bornova
21 Haziran 2015 Pazar
Ruh eşi mi ? Ruh ikizi mi ?
Tanrısal kaynağa geri yükselmekteyken hayatımıza giren pek çok eş ruh ile karşılaşacağız.
Bunlar aile üyeleri, samimi olduğumuz insanlar olabilir. Ya da tam aksine anlaşamadığınız kişiler olabilirler. Her biri yüzleşmeniz gereken bir parçanızı size göstereceklerdir. Her biri sizin tanrısallığınızın yansımasıdır ve size genişleme ve büyüme imkanı yaratacaklardır.
Bazıları ömür boyu sizinle kalacaklar veya işleri bitince gideceklerdir. Her eş ruh ruhsallık yolunda ruhunuzun yönünü tayin edici etki yapacaktır.
Benzer titreşimdeki bir grup ruha ruhsal grup denir. Bunlar birlikte enkarne olurlar ve aynı karmalar üstünde birlikte çalışırlar. Ruh grupları birbiriyle karışabilir ve son çözümde tüm insanlık bir ruh grubudur. Aile ruh grupları, kültürel gruplar ve ırklara, cinsiyetlere vs. dayalı gruplar olabilir. Enkarnasyonunuzla ilgili her şey üyesi olduğunuz gruba göre belirlenir.
Enkarnasyonlar boyu tekamül ederken ruh grubunun üyeleri, eş ruhlarla yer değiştirmeye başlar ki her yeni gelenin titreşimi bir öncekinden daha çok size benzeyecektir. Bu eş ruhların en sonuncusu kendi ruhunuzun bir parçası olacak sonsuz barış ve neşeyi fiziki dünyaya getirecektir. Bu aidiyetin ve güvenin derinden hissedildiği bir ilişki olacaktır.
Bu sadece kişi kendi içinde denge ve barışı kurduğunda gerçekleşecektir. Kişi pek çok karmik dengesizliğini çözdükten sonra ancak enkarnasyonlarının sonuna doğru kendi ruh parçası ile karşılaşır. Bu “her şeyi” içeren bir ilişkidir ; eş, en iyi arkadaş, sevgili, en güvenilir dost, vs. Çünkü enkarne olmuş iki ruh arasındaki en mükemmel dengelenme sonucu oluşur.
Ruhun son enkarnasyonunda kişi, ikiz ruhu ile karşılaşır. Bu kişinin kendi içindeki kutupluluğu bütünlemesi, ortadan kaldırması için bir fırsattır. Bütünlüğe dönüşe bir fırsat sağlamak üzere iki ruhsal enerji mıknatıs gibi birbirine çekilecektir. Her ikiz ruh çifti ilk karşılaşmalarında bütüne dönmeyi başaramayabilirler. Pek çok faktörün etkisinin yanı sıra kalan tüm karmaların aşılması ve temizlenmesi gerekir. Aslında bu temizlik ve diğer hususların başarılması tamamen, bütünlüklerine uyanmakta olan ikiz ruhların mevcut enkarnasyonlarını feda edecek kadar tanrısallıklarına ulaşmayı isteyip istemediklerine bağlıdır. Yapılan seçimlere bağlı olarak, ikiz ruhlardan birisi büyümeye ve yolunda ilerlemeye devam ederken diğeri buluştukları noktada kalabilir. Fiziki ortamda birlikte olsalar da olmasalar da ikizlerden birinin büyümesi her zaman diğerinin tekamülünü hızlandıracaktır.
Aşağıda ilişkilerin daha detaylı bir açıklaması verilmiştir.
İkiz ruhlar :
Fiziki bedenlerimizi almadan önce enerji boyutunda androjen (hem erkek hem dişi) varlıklardık. Bütünlüğü ve dengeyi kendi içimizde deneyimliyorduk. Fiziki boyuta maddeyi deneyimlemek üzere gelirken burada var olmak için kutuplaşmaya ihtiyaç duyuldu.
Bu bölünme bizim içsellik ve dışsallık yönlerimizde de gerçekleşti. İçsel yönümüz dişi yarıyı ve dışsal yanımız eril yarıyı oluşturdu. Fiziksele indiğimizde iki karşıt enerji olarak
var olduk, erkek ve dişi olarak. Diğer yarımız ikiz alevimiz ya da ikiz ruhumuz olarak adlandırılır. İkiz ruhunuz sizinle benzer titreşime sahiptir, görünüş olarak sadece madalyonun öbür yüzüdür.
İkiz ruhların karşılaşması çok nadiren gerçekleşir çünkü ancak fiziki enkarnasyonlarının sonuna gelen ikiz ruhlar karşılaşırlar. Dünyanın artan titreşimi her şeyi hızlandırmaktadır ve sonuç olarak şimdi eskiden hiç olmadığı kadar çok ikiz ruh karşılaşmaktadır. Aynı zamanda kişinin ikiz ruhuna Kundalini yükselişi esnasında rastlaması da mümkündür.
Bu durumda, ikiz ruhların karşılaşması kundalini enerjisini güçlendirecek ve erkek ve dişi enerjilerin içsel olarak birleşmesi dışsal deneyim olarak yaşanacaktır. Bu ikiz ruhların karşılaşmasının mutlaka kundalini yükselişi ile bağlantılı olması anlamına gelmez. İkiz ruhların karşılaşması tanrısal bir karardır. Her ruh yaşaması gerektiğinde yaşayacaktır. Eğer ikiz ruhunuzun ve sizin fiziki ortamın yasakladığı bir şeyi enerji boyutunda yaşamanız gerekiyorsa, Tanrı bir yolunu bulacak ve yaşanması gereken yaşanacaktır.
İkiz ruhların fiziki boyutta gerçekten karşılaşmalarından yıllar önce etherde karşılaşmaları çok rastlanan bir olaydır.
Pek çok insan eş ruh ve ikiz ruhu birbirine karıştırır. İkiz ruhun karşılaşması yarattığı çekim nedeniyle kuşku götürmez. Kişinin kalmış karmik tortuları temizlenmek üzere, tam kutupsal karşıtı tarafından yaratılan büyük enerji vakumu ile yüzeye çekilince vücutta hissedilen çok yoğun enerji akışı nedeniyle hatırlama-tanıma çok kuvvetle meydana çıkacaktır. Kişi ikiz ruha hayal edilenin ötesinde bir kuvvetle çekilir ki bu daha önce hissedilmiş hiçbir çekime benzemez. İkiz ruhların karşılaşması somon balıklarının akıntı yukarı yüzmelerine benzer bir içsel bilişi uyandırır; her şeye rağmen mutlaka yapılması gereken bir yolculuktur. İkiz ruhların karşılaşmasından doğan güç her ruhun kendi içindeki eril-dişil dengelenmesini başlatır; bu ikiz ruhların karşılaştırılmalarındaki ana sebeptir.
İkiz ruhların karşılaşması için kullanılacak en hafif sözcük “Yoğun”dur. Söz konusu olan filmlerdeki gibi bir romantizm değildir. Kişinin ikiz ruhu ile karşılaşmasının kafalardaki “Sonsuza kadar mutlu yaşadılar” senaryosu ile ilgisi yoktur. İkiz ruhların karşılaşmalarındaki ana sebep; yeniden androjen (tam ve bütün) olmak üzere yükselirken içinizdeki karşıt kutupları enerji olarak kaynaştırmaya yardımcı olmaktır.
İkiz ruh ilişkileri Evrendeki her şey ile aynı enerjik ritme sahiptir. Yani, genişler ve büzülür. İlişki içinde bu cezbedilme ve geri püskürtülme (çekim ve tiksinme) olarak deneyimlenir. Genellikle enerjiler kaynaşırken ikiz ruhlar çok yoğun bir çekim hissederler daha sonra kaynaşan enerjileri tanır ve dengelerken ise uzaklaşırlar. Bu ritim pek çok kere tekrarlanır ve her defasında büyük ruhsal kargaşalara ve hasarlara yol açar.
İkiz ruhlar genellikle benzer fiziki özellikler taşırlar, iki tutkulu aşıktan çok kardeşlere benzerler. Bağları çok derin ve fiziksel alemin ötesindedir. İkiz ruhlar karşılaşarak enerjik bütünleşmelerini yaşamak üzere enkarne olduklarında, karşıt kutuplaşmayı bütünleyebilmek için birbirlerine karşıt enerjiyi yansıtabilmek üzere mutlaka erkek ve kadın olarak enkarne olurlar. Aslında bu tüm kadın-erkek birlikteliklerinde böyledir ama ikiz ruhların ilişkileri kıyaslanmayacak ölçüde yoğun yaşanır.
İkiz ruhların fiziksel ortamda birlikte olmalarını engelleyecek bir durum olması çok yaygındır (Örneğin birisi evlidir). Bu zorluk kazara yaratılmamıştır. İkiz ruh karşılaşması kişinin tüm enerji blokajlarının kırılarak, kişinin bilincinde ilahi ve dünyevi olanın kaynaşmasına imkan sağlamak niyetiyle olur. Sonuçta kendi içinde tamamlanmış, enerji düzeyinde androjen (tam ve dengeli) kişi ortaya çıkacaktır. Bu sonuca giderken kişi inanılmaz zorluklarla karşılaşır, yoğun ve acılı teslimiyetler yaşar ve her bilgisi, inancı ve kalıbı sarsılır, yıkılır. Kaynağımıza dönüş; ne güçsüz yürekler ne de dışsal sevinçler ve dünyevi mutluluklar arayanlar için değildir.
Eğer ikiz ruhunuzla karşılaştıysanız veya karşılaştığınızı sanıyorsanız unutmamanız gereken şudur; Tanrı sizi onunla dünyevi bir “Mutlu aşk hikayesi” yaşamanız için karşılaştırmadı. Siz onunla; kendi içinizdeki bütünlüğünüzü keşfederken içsel dengenizi kurmak ve sürdürmek için karşılaştınız. Eğer ikiz ruhunuzla ilişkinizde veya diğer ilişkilerinizde zorluk yaşıyorsanız acıları ve zorlukları kabul edip tanrıya teslim olmaya devam edin. Gerçeğin ışığının içinizde parlaması için yardım isteyin, durumu ruhsal tekamülünüz için ve kendinizi tanımak için bir fırsat olarak görün. Her şey olması gerektiği zamanda , ilahi plana uygun olarak hallolacaktır. Odağınızı tanrıdan ayırmayın.
Ruh ikizinizin sizde çok derin duygular ve sevgi uyandırması doğaldır, ikiziniz sizin içinizde olduğunu bilmediğiniz noktalara dokunacak ve onları harekete geçirecektir. Bu çok karmaşık ve acı dolu olabilir, özellikle eğer ikiz ruh ilişkisine günün birinde “Mutlu aşk hikayesi”ne dönüşecek romantik bir anlam yüklemek niyetindeyseniz. Öyle değildir. Basitçe açıklamak gerekirse bu sadece tanrıya yürürken atılan bir diğer adımdır.
Eş ruhlar :
İkiz ruhlar bölündükten sonra her bir ayrılmış parça kendisini enerji olarak tamamlayacak başka bir ruhla eşleşir. Bu yeni ruh, ruh ikizleri gibi tam zıt değildir, karşı cinsin kutupsallığına sahiptir ama benzer titreşimdedir. Bunlar fiziksele gelen esas eş ruhlardır. Eş ruhlar birbirlerini dengelerler ve birbirlerine eksik olan fiziksel deneyimleri getirirler. Eş ruhlar, ikiz ruhlar gibi karşıt kutupların kaynaşması için katalizör olarak çalışmazlar tam aksine sizin kendi enerjinizi dışarıdan dengeleyen ve dinginleştiren bir oyun arkadaşıdırlar.
İşte bu, bizim insan gözüyle “Mutlu aşk hikayesi” tarifimize en çok uyan ilişki modelidir. Kolayca kurulmuş, dışsal temellere dayanmayan derin bir bağdır. Esas eş ruh çifti birbirini enerji olarak onurlandırır ve dengeler. Birisi dünyevi ve dışa dönük iken diğeri daha içsel ve ruhsaldır.
Özet :
Tanrısallığımıza geri yükselirken, ondan uzaklaşırken yaratılmış yolu geri yürürüz ve yolda pek çok formdaki benzer enerjiyi kendimize çekeriz. Geri dönerken, nihai olarak ikiz ruhumuzla ve esas eş ruhumuzla karşılaşmadan önce pek çok eş ruh (oyun arkadaşı) ile rastlaşırız. Her kişi sonunda ruhsal büyümenin bir parçası olarak bu deneyimi yaşayacaktır.
Muhtelif seviyelerdeki eş ruhlarınızla deneyimleyerek bütüne doğru tekamül ederken pek çok ilişkinin sona ermesi doğaldır. Bunlar arkadaşlar ve hatta artık enerjisi uygun olmayan aile üyeleri olabilir. Tekamül etmiş bir ruhun karakteristik özelliklerinden biri tüm ilişkilerinde barışı yaşıyor olması ve bu barışa katkı sağlamayacak ruhlarla ilişkilerde yer almamasıdır. Bütün ilişkiler, devam eden ruhsal büyüme esnasında, tanrıya odaklanmış ve sürekli genişleyen teslimiyet içinde geçip giderler. Kişi sonuçta ruhsal (benzer enerjili ruhlarla) ilişkilerde huzur bulur. İsa bu sebeple pek çok kereler ruhsal ailenin fiziksel aileden daha önemli olduğunu vurgulamıştır.
Sizin bir kişiyi eş ruh ya da ruh ikizi diye etiketlendirmeniz önemli değildir. Önemli olan, karşınıza çıkan her ilişkiyi, mümkün olan en yüksek kapasitenizle sevme ve tanrıya adanma fırsatı olarak değerlendirmenizdir. Dünyevi ilişkilere fazla odaklanarak yan yollara sapmayın. Arzu ettiğiniz ilişki sadece siz kendi içinizde mutlu ve doygun olduğunuzda size gelecektir. Bütün eş ruhlar ve ikiz ruhlar bir tek sebep için vardırlar ve o tek sebep de her şeyin Bir olduğu, gerisinin illüzyon olduğunu size öğretmektir. Bu Birlik realitesine tekamül ettiğinizde tüm ilişkileriniz tanrının gerçek barış ve sevgisini yansıtacaktır.
(by Solomae Sananda)
www.livingspiritfoundation.org
19 Haziran 2015 Cuma
RUHUN DERİN YARALARI
REGRESYON TERAPİ GÖLGE YANLARI BİLİNÇ DÜZEYİNE ÇIKARTIP,ALGI BOZUKLUĞUNU ÇÖZEN VE RUHUN DERİN YARALARINI İYİLEŞTİREN EN HIZLI VE EN ETKİLİ YÖNTEMDİR
Gölge bilinçdışındaki biɾ aɾketiptiɾ. Bilinç ve benliğin kaɾşıtı, teɾsidiɾ. İstenilmeyen, kabûl göɾmeyen tüm kişisel özelikleɾ gölge aɾketipine dâhil olmaktadıɾ. Öɾneğin, kişi kendini ince olaɾak tanımlıyoɾsa onun gölgesi kaba ve katıdıɾ. Acımasız biɾinin gölgesi çok ince ve şefkatlidiɾ. Kendini çiɾkin olaɾak tanımlayan kişinin gölgesi güzel olmaktadıɾ. (Buna kaɾşın, diğeɾleɾi bunu göɾmezse kişinin güzel tanımlaması yalnızca kendisini kibiɾlendiɾiɾ.)
Gölge ne mutlak iyi ne de mutlak kötüdüɾ. Jung, gölge dokunun vaɾlığını bilinçdışıından bilince kavuştuɾmanın önemini vuɾgulamaktadıɾ. Bu yapılmadıkça, kişi kendi gölge kompleksini pɾojekte edeɾek iletişim bozukluğuna ve ɾuhta deɾin yaɾalaɾa yol açaɾ.
Kaynak: http://www.sozkimin.com/a/311-carl-gustav-jung-kimdir-sozleri-ve-hayati.html#ixzz3daBwCh2M
En tatlı şeker...
Hayat bildiği gibi gelsin. ..eskiler galibiyet çığlıklarıyla terketsin sahayı... sabah uyandığında bir başına kal ... akşamın ıssızlığında terketsin son kuşlar sofranı ... HEY KARDEŞİMM ..PATLAT BİR KAHKAHA ... HAYAT BİR OYUN DA OLSA... BEN SENLE OYNAMADIMKİ BİR GALİBİ OLSUN DE :) TÜM BENLİĞİNLE KALK AYAĞA BIR BAŞINA AMA ASLA YANLIZ DEĞİL ... YÜRÜ KENDİNE TÜM GERÇEĞİNLE ... RUHUNUN GÜCÜYLE ... SEN ÇOK GÜZELSİN BAK AYNAYA... YARADANIN GÜZELLİĞİ YANSISIN GÜLÜŞÜNDE... SEV DELİLER GİBİ SEV HAYATI ... TAŞI TOPRAĞI BİTLİ KARABAŞI.. PİRELİ TEKİRİ ..HAVAYI.. NEFES ALMAYI... BUGÜNDE HAYATTAYIZ ŞÜKÜR DER GİBİ BAK YARINLARA .. YÜREĞİN SENİNLE DAHA NE OLSUN :) PATLAT BİR ŞEN KAHKAHA GELMİŞİNE GEÇMİŞİNE EYVALLAH DER GİBİ... sevmek iyi ki varsın demekse kendine İYİ Kİ VARSIN güzel gülüşünle...E.Dereobalı
18 Haziran 2015 Perşembe
Süpriz yap kendine. ..
Bekleme...
kendine git... öyle apansız..
saç baş dağınık,habersiz ansız...
sana geldim de ...
tüm kırgınlıklarımla ..
tüm unutulmuşluklarım ve haylazlıklarımla...
ihmal ettim seni yıllardır ... özür dilerim haydi bir sarıl kendine kocaman olsun tüm kırılmışlıkları birleştirecek kadar sevgiyle ...
SARIL KENDİNE ..ŞIMART BUGÜN YILLARDIR ÖTELEDİĞİN İÇİNDEKİ ÇOCUĞU E.DEREOBALI
17 Haziran 2015 Çarşamba
Hoşgeldin Ya şehr-i Ramazan
Hoşgeldin... ayların en yüksek enerjilisi... arınmanın en dip köşe temizleyeni... hoşgeldin ya şehr-i Ramazan ... tüm duaların semaya ulaşacağı kadim bir ayın başlangıçında yaradılmışların güzeli insan ... senede hiç olmazsa bir kez ruh beden zihin olarak sıfırlansın ... hesap defterlerini önüne koysun ... kırdığı kalpleri bir düşünsün ... kendinden küçüğüne birlik beraberlik ve eşitlik için örnek olsun... nefsi ile hesaplaşsın... hesap gününde ilahi adalete egoma yenilmişim demesin diye ömrün her yılında bir ara kane çıkarsın diye RABBİM sen nelere kadirsin :) ... ne çok seven ve ne çok affedensin ... huzuruna geldiğimizde bile yargı ve cezadan muaf tutulduğumuzu bilerek ve ödenemeyen tek şey kul hakkı (karmalarımızdan ) arınabilmek için tekrar tekrar gönderilerek yinede tüm rehberlikler ve işaretlere rağmen yolumuzu kaybettiğimizde affedilmek için huzuruna geldiğimizde... ayrılık ilizyonundan birlik gerçekliğinine geçmemizi nasip et...bir gün büyüyeceğimizi ve tekamul bilincine kollektif olarak ulaşabileceğimizi diliyorum... her gönlün ektiğini biçmesi , bu yıl ki ara karnede eski hatalarımızı anlayıp yepyeni bir sayfa ve derslere terfi edebilmek dileğiyle...
Birlikte kutlanabilecek tüm ramazanlar için bir dine mensup olan ya da olmayan tüm insanlar için...ramazanın birlik beraberlik,aynı sofrayı ve aynı gökyüzünü paylaşmanın onurunu tüm ruhlara tattırmasını dilerim ...
HAYIRLI RAMAZANLAR
E.Dereobalı
8 Haziran 2015 Pazartesi
NEFESİMDEN OLMAMAK İÇİN NEFSİME MEKTUP !
MEKTUP !
Bak içine;
Ne dilersen dile. Neyi arzulamaktasın?
Önemsenmek, vazgeçilmez olmak, gücü elinde tutmak? Gol atmak? Nefsini memnun
etmek için attığın her adımda ruhun çelme takar ayağına. “Huzuru mu arıyordunuz?
“ diye soracak kalbin. Bak içine, GÖR KENDİNİ. Niyetin temiz olması
yetmez, “yürüdüğün yolu temizledin mi?”
diye soracaklar. Niyetin temiz ama araçların amaca dönmesin. Dikkat et
… Yolun öte yüzünde izleyenin var.
Yürüdüğün yolda kendini kaybettiğin anlarına odaklan. Herşey
geçicidir. Ün de, yenilgi de… yıldızlar ışıklarını söndürdüğünde geriye kalan
sadece imsanlığın olacaktır.
Gururla değil onurla,
Nefsinle değil ruhunla,
Bilincinle değil kalbinle,
Diyebiliyorsan her gün batımı kendine, gerçek gücün sadece
''O''na ait olduğunu ve ''O"nunda her zaman seninle olduğuna ,uyanabilirsen her gece
uykularında… Ne bomba, ne kavga, ne seçmek, ne seçilmenin önemi kalır. İç
huzurunda olan için ; unutma ey kalbim… Tek ve eşsizsin herkes kadar. Haklı
olabilirsin, ancak haklılığını anlatırken öfkenin penceresinden bakarsan
kızdığın insanlara dönüşüverirsin. Sevginin penceresinden bakarsan haksızlık
bile silinir. Bir durumu anladığında biter ona olan hırsın… kavga ederek
kavgayı azaltamazsın.
Ey nefsim,
Kendi gücünün hükümdarı, öfkenin esiri kalbinin prensesi
olurken sarhoş olma. Tüm benliğinden vazgeçerken de yoksul olma. Ruhunu kalp
tahtında, nefsini nefesinin bahtında tutan ol. Dengenin bereketini sükutta,
aşkın şehvetini huzurda yaşa.
Bugün içindeki cenneti keşfet; dünyanın bağları önüne
serilecek… Bağın peşinde olanın başında bal arısı vardır. Sen arılarla dost ol,
bal sana ikram gelir.
Ey nefsim, hatırla ki! Her hesap için bir gün yekün çizgisi
çekilir… Ödeyemeyeceğin tutar egona yedirdiklerin olacaktır. Ruhun yolunu
tıkama…
E.Dereobalı
08.06.2015 alsancak
5 Haziran 2015 Cuma
Kasa Defteri
KASA DEFTERİ
Hesapta kalan frekans dileklere yetmezse?
Travma dediğimizde aklımıza hep kazalar, tecavüzler, kaçırılmalar ve dayak, eziyet geliyor. Ancak ya psikolojik travmalar? Görmezden gelmeler, ifade edilmeyen güzellikler, fazlaca sarfedilen saldırgan söylemler… Keşke görebilseydi insan gözü nasıl bulaşıyor tenimize, bedenimize, yıka yıka temizlenmiyor öfkenin, nefretin travmatik izleri…
Son günlerde sıkça duyar olduk ne yersen o sun, ne söylersen “O”sun, ne düşünürsen o sun… iyi ama neyim marul muyum şimdi? Beynimden geçen “merak” mıyım? Nedir bu “o”sun?
Öncelikle düşüncelerimizin, fiziksel bedenimizin, duygumuzun bütünü bir enerji yapısıdır. Enerjinin daha yoğrulmuş düzeyi beden olup görünür kılınsa da aslında taşabilecek bir enerjisel yapının bütünüyüm. Dolayısıyla titreşim düzeyimdir beni evrende görünür yapan. Şimdi dönelim en başa ben bir titreşimsel yapıysam frekansı düşük yiyecekler (hazır gıdalar, hayvansal katliamlar, GDO’lar, vs…) bu titreşim çemberine soktuğumda elbette bakiye azalacak ve düşecektir enerjim. Negatif cümleler duymak ortama maruz kalmak, negatif düşünceler üretmekte aynı şekilde var olan kasadan harcamaktır.
Şimdi gelelim dileklerimize ve hayatımızda yaşamak istediğimiz düzeye…
Kasanızda yüklü bir bakiye ile doğuyorsunuz da, anneniz için istenmeyen bir bebeksiniz sevgi ile değil nefretle büyütülüyorsunuz ve kasadan harcıyorsunuz. Doğal değil hazır gıda ile besleniyorsunuz ve kasadan harcıyorsunuz. Tv’de şiddete maruz kalmış yayınlar izliyor kasadan harcıyorsunuz. Zaten sürekli bir zavallı ben modunda cümleler kuruyorsanız kasadan harcıyorsunuz. Aşık oluyor, güneşte kumlara uzanıyor, duş alıyor, uyuyor, orada gülüyor ve kasaya ödeme de kabul ediyorsunuz ve bu bakiye enerji olarak/azalarak yaşayıp gidiyorsunuz.
Hal böyle iken yetmezmiş gibi suçu orada “Rabbim isterse olur” , “sen affet” gibi cümlelerle hani hayat yolunda gitmiyorsa (sizin niyetiniz iyi ?! sonuçta) suçu atacak, gücünüzü teslim edecek bir de putlaştırılmış inanç sistemi yaratıldıysa değmeyin hayat yolumuzun keyfine.
“Siz mi istediniz canım bu kadar bela, sıkıntıyı?!”
“Öyle yazmış Yaradan”
Haydi toparlanın; aynalara bakma vakti. Sistem ve yüce yaratıcı ASLA kötü yazılar yazmaz… Baskı hatasıdır. Silin bilinç dışı belleklerden… yapın hesap kitabınızı ne var kasada bakiye…
Eğri oturup doğru konuşun Rızkınıza, Aklınıza, Fikrinize, Enerjinize SAHİP ÇIKIN, ARININ…
Nedir dilek dilemek? Bakiye neyse kasanda o kadardır. Yaşayabileceğin frekansta… Yüzleşin kasadaki ederinizle ve yükseltin frekansları…
Öfkeden, dedikodudan, başka hayat yollarıyla uğraşmaktan, kirli ticaretten, hırstan, güç bağımlılıklarından, kirli yaşamlardan, teknolojinin ego şişiren kısımlarınızdan,… Dönelim özümüze insanlığımıza,
NE GAM KALIR, NE TASA…
Haydi patlasın sen kahkaha sevgiye, Rabbime, Bolluk, Bereket enerjisine DÖNSÜN ARTIK ROTA…
29 Mayıs 2015 Cuma
Eş
Eş olmak..biz olmak..bütün olmak..doğadan öğrenecek ne çok şey var...bahane uretmemek sadece olmak..koşulsuz sevebilmek adına...
26 Mayıs 2015 Salı
Ilızyonunuzu nasıl alırdınız?
Ayrılık ilizyonunu boz. Kendi ruhundan ayrılamazsın... Frekansın değişir olsa olsa, arınırsın titreşimi az parçadan ... Aynı titreşime eşitlendiğiniz başka bir alanda yeniden katılırsın oyuna... Aynı yolda seyahat eden iki araca bölünse ailen, biri basıp gaza ilerlese diğer şöför etrafı seyrederek tamamlasa yolu ... Terketme ,terkedilme ,ayrılık mı olurdu ..? Bütününe bak puzzle ın hayatın bir yarış değil, bir yolculuk olduğunu idrak et.. Diğer şöförlere saygı duy... Hızlı yada dolaşarak ilerlemek tercihi seni reddetmesi değil... Kendi araç hızı ve seçimi... Bu bir aşk bağımlılığıysa özgür bırak ruhunu... Yolun keyfini çıkar... Nasılsa yuvaya varışta ,molalarda yine seninle herkes ... Ayrılık ilizyonundan sıyrıl... Keyifle devam et yola... Kendı yoluna değil diğer aracın şöförüne verirsen dikkatini kazalar kaçınılmaz olacaktır. .. Çok canın yanıcaktır haklısın... Ancak başka araçların ruhuna müdahale edip tekamullerine karışan,kendi hayat yolunun sorumluluğunu almayıp kaza yapan kimdir?
Haydi şimdi ... Kendine merkezlen... Rabbine verdiğin sözü hatırla... Kimbilir gün nasıl süprizler getirir sana.? Acılara değil kendine odaklan ... Artık sana hizmet etmeyen tüm duygu ve düşünce girdabından ARIN...
Ayrılık bir ilizyon ...
GEÇ ARDINA GÖR KENDİNİ. ..
E.DEREOBALI 27.05.2015
Bir masal kahramanına ithaftır..
GERÇEKLİK SANILAN TÜM MASALLAR UYANIŞA KADAR SÜRER...
yolun açık olsun süperman ...
24 Mayıs 2015 Pazar
Yara..
Yara varsa kolonya yakıcıdır... kolonya nın sana bir kastı olamaz...bu noktada iki anlayış gelişebilir...
1. Lanet kolonya :(
2. Aaa yara burdaymış :)
Özgür seçim...
Farkındalık ; yaranın yerini bilmeden iyileştiremezsini keşiftedir .. ve her iyileşme bir ilizyonu dağıtır..
19 Mayıs 2015 Salı
Kavşak...
Hayat bir anda yıllardır uğruna savaştığın ve ulaşmayı hayal bile etmediğin işleri çözümleri rakamları aynı anda 3 farklı dosyayla önüne koyup da buyur dediğinde anlıyor insan nasıl bir yol ayrımında olduğunu... Bu kez kavşağın tam ortasında durduğunu... NE TUHAF para önünde ,güç önünde, şöhret önünde ... ve kavşağa varıncaya dek hayatının amacı sandığın herşey son bir imza için masadayken o son imzayı atacak olan kişide kendiyken insanın duruyor... korkuyor mu ? HAYIR... keyfini mi çıkarıyor? HAYIR...
BAKIYOR geçtiği yollara,hayatının amacı ve hedefi sandığı yere varınca beklemediği bi anda .. kolayca ahkam kestiği herşeyle yüzleşiyor.. Yargıladığı insanlarla kırdığı aynadaki yansımalarıyla ... Öteki sandıklarıylarıyla... Düşmanı saydığının elinde bağışlanırken hayatı ... BAKIYOR kendi saydıklarına...
Ölmeden önce son nefesini aldığın ana git ne hissediyorsun ve o bedeni hangi duygu düşünceyle terk ediyorsun der gibi bakıyor; geçtiği yolun son adımındaki duygu, düşüncesine ve durduğu yere... Az sonra geçeceği yolda yeni doğacağı hayata bakıyor !!! Az sonra diye fısıldıyor içindeki şeytan yıllardır düşlediğin yere varacaksın ...Az sonra bir ilizyondan daha uyanacaksın diyor içindeki melek... Acaba hangisi gerçek? Düşünürken o gün alıp da üzerine geçiştiriverdiği tişörte takılıyor gözü .. üzerınde bugun olacak olan birşey için yarın teşekkür edeceksin yazan tişörte... şaka gibi geliyor hayat .. kozmik bir şaka olmalı bu diyor kendine ...
Kavşaktasın ve iki yol var önünde...Abartıcak bişey yok ...Birçok kez olmuştur herbirinize.. Bu kez farklı olan ruhunun uyanışıdır...Özgür seçim demek yaşamın sorumluluğunu almak demektir ve bunun ne demek olduğunu artık bilmektesindir... Ruhun ergenliğini henüz bitirmiştir ve seçimlerinin sonucuna katlanması gerektiğini öğrendiği bir ilizyondan yeni uyanmış .. asi bayraklarını yakmış suçlayacak kimse kalmadığını rabbinin sistemin yada başkalarının oyunu olmadığını idrak etmiştir artık...
Seçimlerindir kader dediğin ve kaderini kendi ellerinle biçimlendirdiğin bilecek kadar büyümüşsündür. Bir yanda egon yıllardır düşünü kurduğun herşeyden vazgeçecek kadar korkakmısın? diye kükrer ruhuna... Diğer yanda ruhun, özgür seçim gezegeni seçtiklerini yaşacak kadar büyüdün mü ? der sakince... sıkışıp kalır bilincin ikisinin arasında...
Nefes alışın yüzyıllar sürer.. Daralırsın... Korkarsında aslında; tüm silahlarına el konmuşken nasıl yürürsün ruhunun yolunda...ilizyonlar bir bir dağılırken...son imza için beklenirken...ruhun kese atılmış bir ten kadar yeni deriye yabancı ve can çekişirken egon...silkelenirsin...
VE SEÇİMİ YAPARSIN...
UYANIRSIN...
Durun vazgeçtim...
hayallerim sandığım güç bağımlılığımdan...ünden...şöhretten... paranın satın alabildiği gerçeklik ilizyonlarından...tanrıcılık oynayan egodan...ben sandıklarımdan VAZGEÇTİM...
Hiç olmayıda göze alarak
Rezzak olan adına sığınarak RABBİMİN...
Ruhu seçtim...
E.Dereobalı
7 Mayıs 2015 Perşembe
Var mısın ? Kendine yürümeye...
İçini temizleme cesareti gösterebilmek olgun ruhlara özgüdür.. cesaretin karşısında evren eğilir ;) sakın küçümseme ey insanoğlu gücünü... sana verilmiş bir lütuftur ve mütevazilik gizlenmiş kibirdir.. değerinin farkına var güzel insan... herkes kadar özelsin lakin tek ve biricik yaratıldın ..
Rabbim herbirimizi tek ve biricik yaratmışken ... kimiz ki kendi ruhumuza küsüp .. evreni kontrol etmeye kalkan ve hayat hakkında egonun esiri olup ta ; görünene kanıp ardına ahkam keseriz ...
Kendini tanımaktan geçer yolun... kimin esiri olduğunu bil ki soyun maskelerinden... kime öfken .. kendin yazar kendin oynarken bu yaşam perdesini .. oyunun bir yerinde spontan roller yazıp yaratılırken verdiğin sözü unutur da kimi sorgularsın neden ben tanrııımmm nidalarıyla...
Haydi gel ..plana dön... hatırla ... neden burda ruhun... kendine giden yolda ilk adımı atmaya var mısın?
E.Dereobalı
30 Nisan 2015 Perşembe
Herkesin huzur bulduğu vahaları vardır
Gürültü patırtının ortasında huzur bulduğunuz vahalarınız vardır. Hayat gerçekliğiniz ne kadar fırtınalar tufanlar altında kalırsa kalsın nefes aldıran vahalar... hayatınızdaki herşeyi yok saydırabilecek kadar muhteşem vahanız cehennem ortasında cennetınızdır . Bir an o vahaya eski bir kervan uğrar . Patavatsız bir rüya taciri meraklı bir vaha sakinine çok eski bir rüya satar .. ve korku enerjisi virus gibi saniyeler içinde vahayı sarar... vahadaki huzuru yenemez elbet .. ışığınızın gücü her daim svaşabilir bunlarla ve hep kazanandır lakin ... bir meraklıya bakar bir kapı kuluna bakar bir ahh çekersiniz ..ahh ruya taciri yine mi sen ? Umut alır kaygı dağıtırsın .kaç binyıldır kavuşmadı mı ruhun daha ışığın huzuruna ? Yine mi kesişti yollar .. bu kez tam ve bütün olmanın güveniyle aldırmazsınız ruya tacirine .. LAKİN YİNE DE DÜŞÜNÜRSÜNÜZ YOLUMA ÇIKAN İÇİMİN HANGİ KARANLIK YANINI AYNALAMAKTADIR DİYE..
ey insanoğlu nıyedirki kendi gücünün ve seçimlerinin sorunluluğunu alamıyor da gücünü rüya tacirlerinin karanlık enerjisine teslim ediyorsun .. bilmez misin ki bulaştığın her duygu düşünce kapanı seninle karması olanada değecek :( ... nasıl taşırsın vebalini ?? umut ve coşkuya kendı merakın ve gafletinle bulaştırdığın korku enerjisinin vahanın huzurunu yaşayanlar bulaştırmanın hesabını kime verirsin?.. soluduğun havanın bile hesabını vercekken... E.Dereobalı
28 Nisan 2015 Salı
YINE BIR OYUN ...YENİ BİR İLİZYON ...
BİRİSİ AVCILAR KULUBUNE SÖYLEYEBİLİR Mİ ? KATİLSİNİZ ...
SPOR OLSUN DİYE ... AMA DİLERİM KENDİ CANINI KORUMAK DIŞINDA CAN ALMIŞ HER AVCI SPORCUSUNUN RÜYASINA GİRSİN BU GECE ..BİRİLERİNİN SIZI BİR GÜN RAKININ YANINA İNSAN ÇEVİRME YAPABİLECEĞİ GERÇEĞİ :)
27 Nisan 2015 Pazartesi
Soyun bildiğini sandıklarından ...
25 Nisan 2015 Cumartesi
MERKEZLENMEYE GİDEN YOLDA ENGEL KORKU !
Korku; gerçekle yüzleşmeye başlamanın ruhsal tepkimesidir. Kendini keşfe çıkmak nereye gideceğini bilmediğim bir keşif yolculuğuna çıkmaktır. Ancak korkuyla gereğinden fazla iç içe kaldığında yani kaçmayıp da korkuyla yüz yüze durduğunda, bir süre sonra direnç kırılır, teslimiyet başlar işte o an korkunun yerini şevkate bıraktığı andır. Bizim korkak yanımızı tamamen içselleştirdiğimiz andır. Korkuyorsan kaçma… orada kal tüm korkunu yaşayıp tükeninceye dek, zihin yapmadan korkuyu varyosyonlar üretmeden sadece orada ol. Bu şekilde korkunun yok olup huzur ve şevkate karıştığı ‘an’ ı bulabilirsin. Yoksa her an korkuyu yok etmez arttırır.
Hayatınızda her şeyin darmadağın olduğunu zannettiğiniz anlarınız olmuştur. Tamam artık dediğiniz, direncinizin kırılıp teslim olduğunuz ve o anlarda hemen talih dönmeye başlamıştır. Çünkü siz o anda teslim olmuş olduğunuz korku perdesine direnmekten vazgeçmişsinizdir. O perde yok olduğu anda evren size doğru akabilmiştir. İşte sistem bu kadar basit çalışır aslında ama ‘basit olan ZORDUR’. Orada olmak tam merkezinizde şimdide yaşamak için zihni susturmak gerekir. Zihin yargılamadığında susabilir. Eylemsizlik halidir. “ol” ma halidir. Bastırmayız kimseyi ve kendimizi suçlamayız. Soruya cevap aramayız. Tamda anda durduğumuz zaman yüreğimizle de karşılaşırız ve evren hediyelerini sunar. Çoğu kez “an”ı yaşayamayışımızda zihnimiz yarının kaygısında yada geçmişin yasında, sorgusunda ve suçlamasındayken anda olmayı kaçırmaz. Bu aslında yaşamı kaçırmak kendimizi kaçırmaktır.
Bir zen ustasına nasıl bu kadar bolluk ve sakinliğin içinde olabildiğini ve bu dinginliğin sırrını sordular. Ve zen ustası “ben yemek yerken sadece yemek yerim, uyurken sadece uyurum, otururken sadece otururum” şeklinde cevap verdi. “-bizde öyle yapıyoruz” dediler. Zen ustası “siz yemek yerken kimin pişirdiğini, uyurken yarın ne yapacağınızı, otururken dün ne yaptığınızı düşünürsünüz” dedi. Ve zihnimiz sürekli yargılar; önce kendinizi sonra beklentinize uymayanları…
Cesaret; korksanda yola devam etmektir…
30 Mart 2015 Pazartesi
Rağmen ...
İlişkide kalmak adına kendinizi kaybetmeyin
İlişkide Sevilmek için erimeyin
Kendinizde merkezlenin ...
sevgi sensin..aşk sensin...
kendine rağmen sevemezsin
ama İlişkisizde seversin :) onu...
çünkü o sensin E.Dereobalı
29 Mart 2015 Pazar
Değiştir Dünyayı....
Etrafındaki insanların sana karşı olan davranışlarına bakıp, aslında kendinde olan ve senin görmezden geldiğin bu yönünü sana yansıttıkları ve ayna oldukları için onlara, içinde hala bu tür davranışlar taşıdığın için kendine kızabilir, bunları daha önce göremediğin için üzülebilir, sorumluluğunu alamadığın için diğerlerini suçlayabilirsin.OYSA YAPMAN GEREKEN IÇINDE SAKLADIĞIN O KARANLIKRA KALMIŞ ,HERHANGİ BİR TRAMVATİK HAYAT NEDENİYLE BLOKE OLMUŞ O DUYGUYU O PARÇAYI BULUP ÇÖZÜP (ki regresyon terapi mucizevidir bu konuda ) SİSTEME YARADANA ŞÜKRŞÜKRETMEK OLMALIDIR... Aksi halde hayat cehenneminizdir :) YAŞAM SİZİN... SEÇİM SİZİN
E.Dereobalı
29.03.2015
25 Mart 2015 Çarşamba
Oyun...
Değişime direnenler,hayatındaki ilişkilerden sürekli yakınanlar,terapiye inanmayan,bilinçaltı kodlarıyla aynı kısırdöngüler etrafında dönüp duranlarla "değişim dönüşüm neden gerekli ?" adlı küçük bir oyun oynayalım mı ?
Herkes gözlerini kapatsın
Kadınsanız bir oğlunuz olduğunu
Erkekseniz bir kızınız olduğunu düşleyin
Ve tam da ; sizin gibi bir sevgilisi olduğunu
Gülümseyebildiyseniz herşey yolundadır
Gülümseyemediyseniz ... !!?
Kendinizle barışmak için bize katılın 😍
Rez.0850 520 0521
www.esradereobali.com.tr
21 Mart 2015 Cumartesi
20 Mart 2015 Cuma
Yenilenen bilinç ...20 mart 2015
20 mart 2015 sabahına
Günaydın,
Yine 2015’in önemli gökyüzü/enerjetik zamanlarından birindeyiz. Güneş tutulması ve bahar ekinosu aynı anda yaşanırken. Bitişler, ayrılışlar, ölümler hayatımızdaki yenilenmeler ve dönüşümler için gerekli olan arınmayı da sağlayacaktır. Ancak sizin neye odaklandığınız bu geçişin zorlu yada rahat geçilmesine yardımcı olacaktır. Geçişin bitiş kısmına takılıp negatifi çoğaltmakla, yeni başlangıçlar ve yenilenmelere odaklanıp neşe ve coşkuyla mı bu dönemi geçireceğiniz tamamen kişisel seçiminiz olacaktır. Karar sizin!
HATIRLAMANIZ GEREKEN İSE; her koşulda bu gidişin yaşanacağı ve kendimizle yüzleşeceğimiz anlardan birisi oluşudur. Ruhumuzun derinliklerinde yadsıdığımız, yok saydığımız yanlarımızla yüzleştiğimiz zamanlardan geçerken; en çok ihtiyacımız olan KENDİMİZİ KABUL ve KENDİMİZE GÖSTERECEĞİMİZ ŞEVKATTİR!
Kendinize iyi bakın
En uzun ilişkiniz kendinizledir.
Bu geçiş zamanını verimli geçirmek enerjisini yükseltmek, kendi fıtratı için, tekamül sınavında çalışkan öğrenci olmak isteyenlere için harika bir zamanlama.
20 Mart gecesi minimum 10 dk. Meditasyon. Sadece nefesinize odaklanarak tüm sizi engelleyen, bağlayan enerjilere size hizmet ettikleri için teşekkür ederek bırakın ve yeni olana kalbinizi açın, ışıkla doldurun. Nefesinizle size acı, kaygı, endişe, korku yaratan tüm düşünce ve inançlarınızdan arınıp, affettiklerimizden kendimizi azad etmeli…
Kızgınlıklarımız için ‘onun yapabileceğinin en iyisini yaptığını’ düşünerek, görünenin ardındaki gerçeğe hizmet ettiğini bilerek, bırakın. Bu aynı zamanda kendi ruhunuzu özgürleştirmek olduğunu ve bunun kendi özgürlüğünüz ve yolunuz için gerekli neden gerekli olduğunu hatırlayın.
Zorlandığınız anlar için Yüce Yaradan dan ve rehberinizden yardım isteyin. Öfkeye kapıldığınız anlarda ‘anlayabileceğin şekilde gösterilmesini dileyin’. Meditasyon sırasında ışık işçileri yardım edecektir.
Hatırlayın ki Rabbim yola çıkan ve yürümeye niyet eden her kuluna yardım eder. Sadece bu yardım egonun isteğine uygun olmadığından bize negatif gibi görülebilir. Bu görünenin ardındaki hakikattir.
Bu muhteşem ışık geçişine şahitlik ederken özümüzün sevgi ile yaratıldığını, herkesin kendi fıtratı ve yaşam amaç gereği elinden gelenin en iyisini yaptığını hatırlayın. Bu dünyadaki ödevinizin herkes için farklı olduğunu bilerek, herşeyin en iyisini hak ettiğimizi hatırlayacağız.
Bu dönüşüm zamanı FARKINDALIĞI daha düşük, anlayışı madde boyutunda sadece görünene takılı kalmış kişiler farkındalık seviyeleri ölçüsünde RUHSAL SARSINTILAR yaşabilirler ancak bu bilince çekilecekler. Aslında KAÇIŞ yok; Güneş Tutulmaları tamamen hayat planlarına hizmet eden dalgalanmalar ve kapılar oluşturur . Ve herkes FARKINDALIĞI ÖLÇÜSÜNDE kolay yada Or atlatacaktır.Ancak unutulmamalıdır ki bu dualite kişisel algıya dayalıdır.
Dünyasal olan perdelerin inceldiği ,dualitenin kırılmaya başladığı yani TEKLİK bilincine geçişin ilk adımları atılıyor. Hiçbirşey eskisi gibi olmayacak!
Rüyalar kanalı aktifleşeceğinden bilinçaltı konuların yine bireysel idrak sayesinde SEZGİSEL bilincimiz artacaktır. Güneş Tutulması’nın Balık enerjisinde gerçekleşmesi sayesinde bilinçaltı sorunların çözümü gerçekleşecektir. Bu dönemde terapi almak, psikolojik sorunların çözümlenmesi ve devası olmadığını düşündüğünüz hastalıkların MUCİZEVİ iyileşmelere şahit olabilirsiniz.
FARKINDALIK SEVİYENİZ..idrakiniz çok önemlidir çünkü meyvesini ektiğiniz tohumlar yeşermeye başlayacaktır. Şimdiye dek ruhumuz neye hizmet ettiği ile yüzleşeceğiz. İyi görünen kötüler ,kötü görünen iyiler ... tüm maskeşein düşeceği zamana hoşgeldiniz.
BİRden BİZe geçiş yolunda herkesin en yüksek hayrına olması VE kolaylık VE coşkuyla öğrenmeye, pozitif ve sevgiye dönüşmesine niyet edelim. Bütünün hayrına Ol-sun. Ve öyle de oldu…
ESRA DEREOBALI
5 Mart 2015 Perşembe
erkek sıddetı kımın sucu?
bu çocuklar şiddeti aile içinde ,, toplum kulturunde ogrenmıyorsa nerde ogrenıyor .. hepmı erkek suclu ... kım yetıstırdı bu adamları ...kım göz yumdu seslerını kız kardeslerıne yukselttiğinde... kım 5 yaşındakı cocuga evın erkegısın dıye pohpohlayan... herkesın elının kırıdır ..toplumun ayıbıdır bu grafık... sevgi bile siddet içerikli bu ulkede... sokakta bırıne dıklensen ne delıkanlı adamsın derler ... elınde cıcekle gezsen ne kılıbıksın ... TOPLUM SUCLU... SEVGISINI ACIKCA BAGIRA CAGIRA YASAMAYAN HER BIREY SUCLU ...ÖRNEK OLAMADIĞI ICIN ... ASK GIZLI SAKLI AYIP... SIDDET KABADAYILIK KUFUR delıkanlılık sayıldıgı surece ... bı gun kendı kızını da koruyamayabıleceğini hatırlamalı herkes... YAZIK
6 Şubat 2015 Cuma
MUTLU OLMAK İÇİN PARAYA İHTİYAÇ YOK...
28 Ocak 2015 Çarşamba
Yanındakileri ardında bırakma...
Hayat çoktan seçmeli bir alan değildir. Çok cepheli bir alandır. Sen cephelerin kumandanısın. Her alanda desteklenmek her alanı düşünmek ve desteklemek zorundasın.
Bir alana yoğunlaşıp diğerlerini boşladığında zaferlerin olacaktır ama o zaferleri paylaşacak ,kutlayacak olanlar önemsemediğin cephelerin de kaybolup giderler çoğu kez... işte bu yüzden her cephenle ilgilenmezsen kazanılmış madalyalar sana mutsuzluk getirir...
PAYLAŞMAK HERŞEYDİR ... MADALYALAR BİRER METAL PARÇASI...
Gün gelir önemsemediğin bir karınca hayatını kurtarır .. hayatı yaşamak sanattır ..bit askeri komutan yapan yüreğini koyuşudur ortaya...
Hayatınızı yüreğinizin sesiyle yönetin... herşey daha renkli ve ahenkli olacaktır...
Aynı anda yaşanabilir en derin stresle en yüce mutluluk...
Aynı anda tutulabilir en derin yas ve en büyük aşk...
Hayatı kovalarken, hayatlardan kovalanma...
Sen dans ustasısın yüreğinin melodisine kulağını tıkama...E.Dereobalı
Mutlu bir hayat ister misin?
Her duygu zıttıyla vardır. Her düşünce ,her oluş,her ruh... ve ilk taşı sen atarsın her zaman ...
Bu sabah ne kadar saçma ne kadar kaos olursa olsun hayatın beyaz olanı seç. Hiçbirşey kaybetmeyeceksin. İlgi bekliyorsan kendine ilk önce sen göster.
Hayat bir çığ altında kalma zinciridir... ve bu koca kar topu küçücük bir kar tanesinin yuvarlanmasıyla büyüyüp çoğalır. Bugün aç telefonu ve Günaydın de herkese sana ne dediklerine aldırmadan.. seni sevdiğimi söylemek istedim de ... sesini duymak istedim de ... sana ne söylenmesini istiyorsan onları söyle hiçbir yargılama, hiçbir karşılık ,hiçbir eleştirilme ,dalga geçilme kaygısı taşımadan ... hatta karşındakini hiç dinlemeden kapat sonra telefonunu ... varsın ağrısı sızısı ,hayatın ona nasılda kötü davrandığını anlatsın SEN DİNLEME ... sadece söyle ... herkese herşeye
Çok geçmeyecek artık karamsarlıklarını kaygılarını anlatamayacaklar sana ... içindeki heyecan ve sevgi çığını yuvarlamaya başladığında ... tüm kayalıklardan sevgi yansıyacak...
İlk ivmeyi sen kazandırırsın.. kocaman bir kar topu olacak her kelimen sana geri döndüğünde...
Karar ver... eğer nasılda adaletsiz olduğunu anlatırsan koca bir adaletsizlik çığına.. nasılda şevkat olduğunu anlatırsan kocaman bir şevkat çığı altında kalacak hayatın....
Seçimlerini sen yaparsın... kendi çıtanı yükselt .. bulunduğun terasa dikkat et .. şifa sensin dışarda arama.
E.DEREOBALI
27 Ocak 2015 Salı
Ruhunla buluş bu sabah...
Günaydın. .. keyifle uyanın bu sabah .keyfi kaçıksa ruhunuzun gözlerini açtığında biraz oyalanın yatakta, gerinin bi kedi yavrusu gibi ... nasılda sağlıkla hareket ediyor bedeniniz farkedin... aynada ışıldasın gözleriniz ve en sevdiğiniz kıyafetinizi giyin harika bi aşkın ilk randevusuna hazırlanır gibi hazırlanın bu sabah ,hayatınızın en harika günü ilan edin... BUGÜN KENDINIZLE BULUŞUN KAHVALTIDA ilk ve en uzun sevgilinizle ruhunuzla... bir ve bütün olun ve hiç ayrılmamacasına... hersabah bir kez daha tanışın gözbebeklerinizdeki pırıltıyla ve gülümseyin ona ... uzun zamandır ihmal ettiğiniz içinizdeki çocuğa.. SENİ SEVİYORUM VE BU DÜNYADA EN ÇOK SENİ SEVİYORUM. .. sorun bakalım bugün ne yapmak ister... şımartın ruhunuzu HATIRLAYIN BU HAYAT SİZİN... E.DEREOBALI
telefonumu getir scotty
Çocukluğumuzdan aklımızda kalan repliklerden biridir ışınla beni scotty! Herbirimiz hayranlıkla anında yer değiştirme özelliğine sahip olma arzusuyla yanıp tutuşmuşuzdur.
Şimdilerde sanki dileklerimiz gerçek oldu ?!
Herbirimizin elinden düşmeyen akıllı telefonlarla sıkıldığımızda,o ortamda bulunmak istemediğimizde iş güç kisvesi altında belki kendimize bile ifade edemediğimiz sorumluluklarla baş edememe hallerimizde... tek kaçış noktamız... akıllı telefonlar sosyal medya kaosu...
Hiç düşündünüz mü bağımlılıklar haline gelişi nedendir ?
En kolay kendine yalan söyler insan en hızlı kendinden kaçar :) yalnızken kendimize hayatımızdaki çözemediğimiz yada yüzleşmek istemediğimiz sorunlardan kaçıp sığındığımız sosyal medya...
Çocuklarımızda dikkat ve odaklanma sorunu yarattığı halde karne hediyesi yaptığımız akıllı telefonlar...
Yeni nesile model olamayan sosyal medya bağımlısı yetişkinler olduk ..
AMA NEDEN?
Çünkü duygusal olarak kendimizi ifade edemediğimizden,iletişimsizliğimizden, eleştirilme korkumuzdan kaçıp ... sığınıyoruz
Birgün sığınamızdan çıkmak zorunda kaldığımızda koca bir çölün ortasına yol aldığımızı farketmek zorunda kalmayız umarım :(
Işınla beni scotty. . PARDON ANDROİDLE BENİ SCOTTY...