1 Temmuz 2016 Cuma

NEDEN DÜNYADAYIM


(01.07.2016  Diva Dergisi 79. sayfa)

NEDEN DÜNYADAYIM?
Dön dolaş aynı hikâye…
Neden değişmedi benim kaderim?
Kaderim buysa çekerim…
Tüm bunlar bilinçaltımızın İNANÇ sistemini oluşturmaktadır. Oysa bu kısırdöngüyü kırıp çıkmamızı sağlayacak olan bir sistem mevcuttur. Hayatımızdan şikâyet ettiğimiz tüm döngüler, ruhumuzun farkındalığı arttırmak için ve içimizdeki yaranın iyileşebilmesi için yüce yaratıcı tarafından tasarlanmıştır.adına kader dediğimiz bir döngüsellikte yaşanmaktadır.Ancak kadere razı olmak diye bir tutum söz konusu olamaz. Kader denen yazgı içinde birçok dersler biriktirir. Bu tıpkı üniversitede bir bölüm seçmek gibidir . Üniversitede okuyacağımız süre girdiğimiz anda bellidir ve alabileceğimiz derslerde öyle. Tıpkı hayat okulunda olduğu gibi doğduğumuz anda yaşam döngümüzün ne zaman sona erebileceği bellidir ve öğrenmemiz gereken dersler geçmemiz gereken sınavlar yaşanması gereken döngüler de belirlenmiştir. Ancak üniversite eğitiminde nasıl ki üst sınıflardan ders alınabilinir, altta bırakılan ders nedeniyle defalarca aynı sınava girilebilir, arkadaşlarımız tatil yaparken yaz okuluna kalınabilirse hayat okulunda da aynı şeyler yaşanır. Kader tıpkı eli sopalı bir hoca gibi bize bir dersi anlatmak üzere habire aynı olayları yaşatabilir. Nasıl ki okulda zor bir ders için tüm gayretimizle çalışıp sınavları geçmek için çabalıyorsak, hayat okulunda da aynı sebatla dersi öğrenip bir üst sınıfa devam etmek gereklidir. Oysa biz çoğu zaman başımıza gelen olaylardan yakınır hatta bu yakınmaları bir yaşam ritüeli haline getirerek sürekli şikayetlerimizle yaşamaktan güzellikleri bile kaçırırız. Üstelik bu yakınmalar hiçbir zaman hayatımızı kolaylaştırmadığı gibi bir süre sonra tüm yaşam enerjimizi sömürmeye de başlayacak, çoğu kez bizi hasta edecektir biliriz. Yine de bunu yapmaktan kaçınmayız.
Bir okulda zor bir derse girdiğimizde öylece boynumuzu büküp oturup razıyı m mı diyoruz? Pek tabii ki hayır. Zor problemleri çözmek için pratikler geliştiriyor, anlamak için kafa yoruyor, uykusuz kalıyor ama sınavı geçiyoruz. Peki, aynı durum hayat okulunda başımıza geldiğinde niçin aynı sebatla çalışıp çabalamıyoruz.
Hayat okulunda başöğretmene dua edip, “rabbim sen beni bu sınavdan geçir “diyoruz da, derse hiç çalışmıyoruz.
Hayatta başımıza sürekli gelen olaylar ve “hep beni mi bulur” dediğimiz kısır döngüler öğrenemediğimiz derslerimizdir. Ve hocanın kapısında not diye yalvarmak yerine o dersi öğrenmemiz gereklidir. Bu yüzden bugün burada bedenlenmiş bulunmaktayız.
Durumlara biraz daha büyük pencereden bakmaya başladığımızda kısırdöngü prangalarından özgürleşiriz. Gerçeği görmek insanı önce düşünebileceğinizden çok daha fazla öfkelendirir. O öfkenin içinden geçmeyi becerebildiğimizde özgürleşiriz.
Özgürleştiğimiz her ders kendimize uyanmamızı ve kaderimizdeki ders yükü azaldıkça yaşamımızı yeniden şekillendirme imkânı sunacaktır. Bu yolu yürümek elimizde. Hayattaki zorluklardan sürekli şikâyet ederek harcadığımız enerjimizi bundan böyle sınavları geçmek için harcamalıyız. Hayat okulunda tembel ve yakınan öğrencilikten; yüzü gülen, kendine güveni olan kısma geçmek elimizde.
Terapistler ve farklı terapiler bu evrede evde alınan özel dersler ve yardımcı kitaplar klasmanında görevlerini her zaman sürdürmeye devam edecektir. Regresyon terapi; Access bars; biyoenerji uygulamaları bu hızlandırılmış kurslardan elbette sadece bazıları… Önemli olan sizin kısırdöngünüzü destekleyecek olan uygun özel dersinizi seçmek ve büyük resmi görüp aynı döngüden bir an önce çıkmaktır.
Bize verilen yaşamda bir gün sana ulaştığımızda tüm derslerimizi öğrenmiş ve gururla karnesini teslim almış bir tekâmül yolcusu olabilmek dileğiyle… farkındalığınızı arttıran haftalar dilerim…

1 yorum:

  1. Ne kadar kolay anlatmışsınız artık bu tarz yazıları hiç umursamıyorum. Şu videoyu seyrettinizmi şu yazınızdan daha gerçekçi bu adam https://www.youtube.com/watch?v=rMRGDmS0Lw4 Siz kendi yazdıklarınıza inanıyormusunuz ?

    YanıtlaSil